Category | Dutch | Turkish | |
---|---|---|---|
preposition | vuurvast maken | yangın |
Als ik je wilde bang maken, zou ik je vertellen waar ik een paar weken geleden over gedroomd heb. | Seni korkutmak isteseydim, birkaç hafta önce rüyamda ne gördüğümü anlatırdım. | ||
Aangenaam kennis te maken. | Tanıştığımıza memnun oldum. | ||
Hij werkt bij een wetenschappelijk instituut waar taalkundigen, letterkundigen, historici, sociologen, economen en andere wetenschappers onderzoek doen naar alles wat met kabouters te maken heeft. | O bilimsel bir enstitüde çalışır, ki orada dilbilimciler, edebiyat bilim adamları, tarihçiler, sosyologlar, ekonomistler ve diğer bilim adamları cücelerle ilgili yapılması gereken her şeyi araştırıyorlar. | ||
Als het goed gaat, kan ik 2-3 stuks per dag maken. | İyi giderse, günde iki-üç parça yapabilirim. | ||
Hij is bang fouten te maken. | Hata yapmaktan korkuyor. |