Category | English | Turkish | |
---|---|---|---|
noun | belly dancer | dansöz |
Aoi is a very good dancer. | Aoi çok iyi bir dansçıdır. | ||
Aoi became a dancer. | Aoi bir dansçı oldu. | ||
The dancer's graceful action charmed the audience. | Dansçının zarif eylemi seyirciyi hayran bıraktı | ||
I hit the man on the belly. | Adama karnından vurdum. | ||
He is an excellent piano player. In addition, he is a good singer and a very good dancer. | O mükemmel bir piyano çalıcı. Ayrıca, iyi bir şarkıcı ve iyi bir dansçı. |