Ya hafta smell the roses. | Gülleri koklamalısın. | ||
Today's a bit warmer than usual, wouldn't ya say? | Bugün her zamankinden biraz daha sıcak, değil mi? | ||
Ya look nice in your kennel. | Sen kulübende güzel görünüyorsun. | ||
Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var. | I would love to write hundreds of sentences on Tatoeba, but I've got things to do. | ||
Son olarak o Amerika'ya gitti. | Lastly, she went to America. | ||
Bugün ya da yarın gitmen pek fark yaratmayacak. | It will not make much difference whether you go today or tomorrow. | ||
Japonya'ya hoş geldin. | Welcome to Japan. | ||
İzlanda Danimarka'ya aitti. | Iceland used to belong to Denmark. |