I’m totally prepared for my spree. | Benim cümbüşüm için tamamen hazırım. | ||
Mary went on a shopping spree after coming into some money. | Mary servete konduktan sonra bir alışveriş çılgınlığına devam etti. | ||
Having won the lottery, she went on a shopping spree. | Piyangoyu kazanınca alışveriş çılgınlığına daldı. | ||
Tom and Mary went on a shopping spree. | Tom ve Mary mağaza mağaza gezip alışveriş yapmaya devam etti. | ||
Tom and Mary went on a shopping spree. | Tom ve Mary alışveriş çılgınlığına devam etti. | ||
Bode müzesi, Berlin'deki Spree nehrinin ortasındaki bir adada bulunuyor. | The Bode museum is located on an island in the middle of the Spree river in Berlin. |